Boyun kireçlenmesi boyun omurgasındaki yapıların yıpranmasıyla oluşan bir hastalıktır. Boyunda, omuzda ve kollarda ağrı uyuşukluk gibi şikayetlere yol açan boyun kireçlenmesi hastaların yaşam kalitesini de oldukça düşürmektedir. Çoğunlukla 40 – 50 yaş sonrasında görülen bir hastalıktır.
Kireçlenme nedir?
Yaşlanmayla birlikte eklem içi sıvılar azalır. Eklem içi sıvıları azaldığında eklemler esnekliğini kaybeder, dejenerasyona uğrar ve tüm bu durumlardan eklemlerin hareket kabiliyeti olumsuz etkilenir. Halk arasında kireçlenme olarak bilinen bu durum dejeneratif eklem hastalıkları olarak adlandırılır. Ayrıca hareketsizlik, genetik yapı, obezite gibi durumlara bağlı olarak da gelişebilen kireçlenme etkilediği eklemin hareket kabiliyetini kısıtlayan bir hastalıktır. Vücutta kalça, bel, boyun, omurga, diz ve parmak eklemleri gibi tüm eklemlerde ortaya çıkabilmektedir.
Boyun kireçlenmesi nedir?
Boyun kireçlenmesi tıpta servikal spondiloz olarak adlandırılan, boyun omurgasındaki yapıların normal özelliğini kaybederek yıpranmasına (dejenere olmasına) sebep olan bir hastalıktır. Servikal artroz olarak da bilinen boyun kireçlenmesi zamanla omurlar arasındaki sinirlerin bulunduğu kanalları daraltır. Bununla birlikte omurlarda bası oluşturur.
Boyun kireçlenmesi nasıl oluşur?
Boyunda 7 adet omur kemiği, bu kemikleri birleştiren diskler ve eklem bağları bulunmaktadır. Yıpranma öncelikle disklerde başlamaktadır. Disklerde başlayan yıpranma nedeniyle içindeki sıvılar azalır ve iki omur arasında kalan bu diskler çökmeye başlar. Çevre yapılar da bu dejenerasyondan etkilenir. Disk yapısının bozulması sinirlerin bulunduğu kanalların daralmasına ve sonuç olarak kireçlenme durumuna sebep olur.
Boyun kireçlenmesi belirtileri nelerdir?
İlk olarak boyun ağrısı, boyun hareketlerinde kısıtlanma gibi şikayetlere yol açan boyun kireçlenmesi sinir basısının derecesine göre kola, sırta yayılan ağrı gibi belirtilerle de kendini gösterebilmektedir. Boyun kireçlenmesinde sıklıkla görülen şikayetler aşağıdaki gibidir:
– Boyun ağrısı (genellikle hareket ile artan, dinlenme sırasında hafifleyen ağrılar)
– Boyun eklemlerinde hareket kısıtlılığı
– Özellikle sabahları daha çok hissedilen boyunda ve omuzda sertlik, gerginlik
– Boyundan kola, ele, parmaklara yayılan ağrı (kola giden sinirlerdeki bası durumuna bağlı olarak)
– Enseden başa doğru ilerleyen ağrı
– Boyunda sinir kökü sıkışması (servikal radikülopati) durumuna bağlı olarak kolda ve elde uyuşma, karıncalanma, güçsüzlük, beceri azalması
– Kulak çınlaması
– Denge bozukluğu
Dejenerasyonun şiddeti ve etkilediği bölgeye bağlı olarak daha ileri seviyede şikayetler görülebilmektedir. Eğer dejenerasyonlar omuriliği de etkilemişse bacaklarda güçsüzlük, yürümede güçlük, dizlerde boşalma hissi ve buna bağlı düşme durumlarına sebep olabilmektedir. Daha ileri vakalarda idrar tutamama, ellerde hissizlik, bir cismi kavrayamayıp yere düşürme gibi durumlar da oluşabilir. Omuriliği etkileyen bu tablo “servikal myelopati” olarak adlandırılır.
Boyun kireçlenmesinin nedenleri nelerdir? Kimler risk grubundadır?
Çoğunlukla 40 – 50 yaş sonrası kişilerde gözlemlenen boyun kireçlenmesinde risk grupları aşağıdaki gibidir:
– İleri yaş,
– Aşırı kilo,
– Hareketsiz yaşam,
– Boyun travmaları,
– Duruş bozukluğu,
– Ağır yük kaldırma, çok fazla eğilme gibi zorlayıcı hareketler yapmayı gerektiren işlerde çalışmak,
– Yanlış yastık seçimi (çok sert, çok yüksek vb.) ve yanlış pozisyonda uyumak
Boyun kireçlenmesinde tanı ve tedavi
Klinik muayene, hasta öyküsü ve röntgen, MR gibi görüntüleme yöntemleri ile tanı koyulabilmektedir. Hastalığın derecesine göre en uygun tedavi belirlenir.
Tedavi Yöntemleri
Tedavi yöntemi hastalığın derecesine göre değişiklik gösterir.
Hastalık ilerlememiş, sinirlerde ve omurilikte bası ve sıkışma durumları oluşmamışsa öncelikle koruyucu tedavi ön plandadır. Hastanın ağrılarını azaltmaya yönelik ağrı kesici ve / veya antienflamatuar ilaçlar reçete edilir. Ağrılar kontrol altına alındıktan sonra boyun eklemlerine normal hareket kabiliyetini kazandırmak ve eklemleri güçlendirmek için boyun egzersizleri önerilir. Gerekli durumlarda fizik tedavi uygulamalarından faydalanılır. Boyun korsesi önerilebilir. Eklem içi enjeksiyon yöntemleri uygulanabilir.
İlerleyen vakalarda tüm bu tedaviler yeterli olmayabilir. Omurilik ve sinirlerin hasar gördüğü durumlarda cerrahi tedaviye başvurulur. Cerrahi tedavide amaç omurilikte ve çevresindeki sinirlerde oluşan basıyı ortadan kaldırmaktır. Hastanın yaşı, öyküsü, diğer hastalıkları gibi unsurlar da göz önünde bulundurularak en uygun cerrahi tedavi uygulanır.
Ayrıca boyun fıtığı başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.
Boyun sağlığınız için dikkat etmeniz gerekenler
– Düzenli boyun egzersizleri yapın.
– Hareketsiz yaşam tarzından uzak durun.
– Kilo kontrolünüzü sağlayın.
– Ani boyun hareketlerinden kaçının.
– Yere eğilirken, ağır cisimler kaldırırken kontrollü davranın.
– Bilgisayar başında uzun süre geçiriyorsanız sık sık mola verin. Dik oturmaya özen gösterin. Boynunuzu sabit tutmayın ve ekran mesafenizi iyi ayarlayın. Ekran çok yukarıda ya da çok aşağıda olmamalıdır.
– Telefon kullanırken de telefonu baş hizasında tutmaya özen gösterin. Boynu uzun süre yanlış pozisyonda sabit tutmak hem boyun hem de omurga sağlığınızı tehdit etmektedir.
– Çok alçak ya da çok yüksek yastık kullanmayın. Yatış pozisyonunuza ve vücut yapınıza göre ensenizin boşlukta kalmasını engelleyecek bir yastık kullanın. Doğru yükseklik boyun, omuz yapınıza ve yatış şeklinize göre değişmekle birlikte ortalama 10 – 13 cm’dir. Örneğin yan yatıyorsanız omzunuz ve boynunuz arasındaki mesafeyi göz önünde bulundurarak boynunuzu destekleyecek bir yükseklik tercih etmelisiniz.