Prostat kanseri dünya genelinde akciğer kanserinden sonra ikinci, Amerika’da ise erkeklerde en sık tanı alan kanser türüdür. Prostat kanserlerin bir çoğunun tanısı herhangi bir belirti vermeksizin rutin kontroller sırasında konulmaktadır. Erkeklerde 45-50 yaş üstünde, ailede prostat kanseri hikayesi olanlarda 40 yaş üstünde prostat taraması yapılmalıdır.
Prostat Tanısı Nasıl Konulur?
Prostat taraması kandan alınan Prostat Spesifik Antijen (PSA) seviyelerine bakılarak ve parmakla prostat muayenesi yapılarak değerlendirilir. PSA testi ve prostat muayenesi çok önemlidir. İkisinden birinde ya da her ikisinde anormallik var ise tanıya yönelik prostattan biyopsi yapılmalıdır.
Geçmişte prostat kanserinin tanısı için açık biyopsiler, transperineal iğne aspirasyonu, parmak kılavuzluğunda transrektal ve perineal biyopsi gibi çeşitli yöntemler kullanılmıştır. 1989’ da tanımlanan ve prostattan transrektal ultrasonografi (TRUS) kılavuzluğunda alınan biyopsiler ile devrim sayılabilecek gelişmeler olmuş ve hastalığın görülme ve tanı konma oranında ciddi artışlar saptanmıştır.
Transrektal ultrason eşliğinde standart prostat biyopsisi(TRUS) prostat kanseri tanısında, PSA testi ve prostat muayenesinde anormallik olanlarda 1989 yılında tanımlanmasında itibaren günümüze kadar uygulanmaya devam edilmiştir.
TRUS eşliğinde uygulanan standart biyopside makattan yerleştirilen ultrason cihazındaki 2 boyutlu prostat görüntüsünden faydalanılarak, haritalandırılma metoduyla 12 ayrı noktadan parça alınması işlemi yapılmaktaydı. Standart biyopsi ilk tanımlandığında ciddi gelişmeleri sağlamış olması ile birlikte zamanla görüldü ki, önemli oranda prostat kanserinin yakalanmasında yetersiz kalabilmektedir. TRUS eşliğinde standart biyopsi yapılanların biyopsisinde kanser saptanmamasına rağmen, prostat kanseri açısından şüpheli bulguları devam eden hastalarda ise tekrar-tekrar standart biyopsi işleminin yapılmak zorunda kalınması ve tekrarlayan biyopsilerde alınacak parça sayısının 12’den 18’e hatta bazı hastalarda 24’e çıkartılması gerekebilmektedir. Bu durum biyopsiye bağlı gelişebilecek komplikasyonların artmasına neden olmakta olup, nadirende olsa hastanede yatarak tedavi gerektiren ciddi enfeksiyon oluşabilmektedir.
Füzyon Prostat Biyopsisi Nedir? Avantajları Nelerdir?
MR-TRUS füzyon prostat biyopsi teknolojisi son yıllarda geliştirilen ve standart biyopsilerin oluşturduğu dezavantajların önüne geçmeyi hedefleyen, multiparametrik prostat MR(mpMR) görüntüleri ile TRUS görüntülerinin birleştirilmesinden faydalanılarak direk şüpheli odak/odaklardan biyopsi alınabilmesini sağlayan metoddur. Bu sayede olası bir kanserin saptanamama ihtimali azalmakta, daha yüksek kanser yakalama oranı elde edilmekte ve kanserin daha doğru evrelendirilmesine olanak sağlanmaktadır.
Füzyon biyopsi teknolojisinin temelinde mpMR çok önemlidir. MR teknolojisinin geliştirilmesiyle kanser dokusunun klinik önemini önceden belirlemeye yardımcı olan özel skorlama sisteminin gelişmesi sağlanmıştır.(PI-RADS skorlaması (Prostate Imaging-Reporting and Data System)). Multiparametrik prostat MR görüntülemeleri sonucunda yapılan PI-RADS skorlaması ile klinik anlamlı, yani daha çok ölüm ve komplikasyonlara yol açabilecek prostat kanseri daha yüksek doğrulukla saptanabilir hale gelmiştir. Ayrıca mpMR görüntülemedeki PI-RADS skorlaması sayesinde muhtemel iyi huylu prostat lezyonlarının tespiti yapılarak fazladan yapılacak biyopsilerin önüne geçilmesini sağlayabilmektedir.
Prostat kanseri açısından riskli kabul edilen, PSA testi veya prostat muayenesinde anormallik olan hastalara çekilen mpMR görüntülerinde kanser açısından şüpheli odaklar yüksek bir doğrulukla tespit edilebilmektedir. Biyopsi işlemi öncesinde mpMR da prostat sınırları ve kanser açısından şüpheli odakların işaretlenmesi yapılır. İşaretlenen görüntüler yazılım yardımıyla 3 boyutlu olarak oluşturulup, şüpheli kanser odakları da 3 boyutlu hale getirilerek incelenebilmektedir. MR’da oluşturulan 3 boyutlu görüntülerin makattan ilerletilen ultrason ile oluşturulan görüntülerle üst-üste getirilmesiyle füzyon işlemi gerçekleştirilir ve bu sayede prostatın 3 boyutlu görüntülerinde kanser açısından şüpheli işaretlenmiş odaklardan yani doğrudan hedeflenen yerden biyopsi alınması sağlanmış olur.
Bu yöntem sayesinde standart biyopsiye göre daha yüksek oranda kanser saptanabilmekte, doğru olarak hedeflenen yerden biyopsi alınabildiği için tekrar-tekrar yapılan biyopsilerin de önüne geçilmektedir.