Prostat kanseri erkekler arasında en yaygın kanser türlerinden birisidir. Çoğunlukla 65 yaş ve üzerinde görülmektedir. Kanser ölümlerinde ikinci sırada olan Prostat kanseri hemen hemen her 10 erkekten birinde ortaya çıkabilmektedir. Hastalığa bağlı ölüm riski 2,9 olarak bilinmektedir. Erken tanı ile tedavide başarı oranı yüksektir. Ancak erken dönemde belirti vermemekte ve tanısı genellikle gecikmektedir. Bu nedenle 40 yaş ve üzeri her erkeğin düzenli aralıklarla kanser tarama testlerini yaptırması çok önemlidir.
Prostat nedir?
Prostat erkek üreme sisteminin bir parçasıdır. İdrar torbasının altında bulunan ceviz büyüklüğünde bir salgı bezidir. Başlıca görevleri, testosteron hormonunu salgılamak ve sperm hücrelerinin canlılığını ve hareketliliğini sağlayan sıvıyı üretmektir. Ayrıca idrar kaçırmayı da önleyici görevi vardır.
Prostat kanseri nedir?
Prostat kanseri, prostat bezinde kontrol dışı hücre büyümesi sonucu oluşan kanser türüdür. İyi huylu prostat büyümesinden farklı olarak merkezden değil prostatın dış kısmından kaynaklanan bir tümör oluşumu söz konusudur. Tümör büyüdükçe prostatın iç kısımlarına da yayılmaktadır. Yavaş seyirli olmasına rağmen diğer kanser türlerinde olduğu gibi metastaz yapma riski (yayılma riski) bulunmaktadır.
Prostat kanseri nedenleri
Prostat kanserinin kesin nedeni bilinmemektedir. Ancak bazı risk faktörleri bulunmaktadır. DNA’da hücrelerin büyümesi, hayatta kalması, onarılması ve doğru zamanda ölmesini sağlayan, hücreleri kontrol altında tutan bazı genler bulunmaktadır. Bunlar onkogenler ve tümör baskılayıcı genlerdir. Bu genlerin mutasyona uğraması diğer kanser türlerinde olduğu gibi Prostat kanseri için de risk faktörüdür. Ayrıca başlıca risk faktörleri aşağıdaki gibidir:
Prostat kanseri risk faktörleri
– Ailede, meme kanseri, prostat ve/veya prostat kanseri öyküsünün bulunması,
– İleri yaş,
– Sağlıksız beslenme,
– Sigara kullanımı,
– Obezite,
– Sedanter yaşam tarzı
– Siyah ırk,
– Yüksek erkeklik hormonu düzeyleri
Prostat kanseri belirtileri nelerdir?
Prostat kanseri genellikle yavaş seyirlidir ve erken dönemde belirti göstermeyebilmektedir. Belirtileri diğer prostat hastalıkları ile benzer olması nedeniyle karakteristik değildir. Bu nedenle düzenli taramalar oldukça önem taşır. Sık görülen belirtiler ise aşağıdaki gibidir:
– İdrar yapmada güçlük,
– Sık sık idrara çıkma,
– İdrarda veya menide kanama,
– Kasık bölgesinde ağrı ve rahatsızlık,
– Ereksiyon sorunları,
– İstemsiz olarak kilo verme,
– İleri evrede (metastaz durumunda) bel, kalça ve bacaklarda oluşan kemik ağrıları.
Prostat kanserinde tanı yöntemleri
Prostat kanserinde teşhis ve evreleme için birçok tanı yöntemi bulunmaktadır. Öncelikle PSA kan testi ve parmakla makattan muayene yapılmaktadır. Bu taramaların sonuçlarına göre prostat kanseri olasılığı söz konusu olduğunda çeşitli görüntüleme tetkikleri ve patolojik incelemeler de tanı sürecine dahil edilmektedir.
Parmakla makattan muayene: Hastalık şüphesi olan kişide prostat büyüklüğüne ve anormalliklerin olup olmadığına makattan bakılır.
PSA kan testi: Açılımı Prostat Spesifik Antijen testi olan PSA testi prostatta bulunan bir protein türünün düzeyini belirlemek için yapılır. PSA proteinin kandaki miktarının yüksekliği Prostat kanserinin varlığına işaret eder. Ancak prostat büyümesi, prostat iltihabı gibi çeşitli rahatsızlıklar nedeniyle de bu düzey yüksek çıkabilmektedir. Bu nedenle PSA düzeyinin yüksekliği kanser teşhisi için yeterli değildir. Aynı şekilde düşük çıkması da kanseri ekarte etmek için yeterli olmamaktadır.
Makattan parmakla muayene ve PSA kan testine ilave olarak istenebilecek tetkikler; Transrektal Ultrasonografi (TRUS), kemik yayılımını tespit etmek için kemik sintigrafisi, büyüyen lenf nodlarının tespiti için Multiparametrik MR, BT ve kesin tanı için biyopsidir. Ayrıca son yıllarda geliştirilen füzyon biyopsi teknolojisi de tanı ve evreleme için önemli tetkiklerden birisidir.
Prostat kanseri evreleri
Kanserin yayılım durumuna göre evrelendirme yapılmaktadır.
1.evre: Tümörün sadece prostat içerisinde olduğu durumdur. PSA seviyesi düşüktür ve tümör küçük hacimli olabilir.
2.evre: Tümörün yapısı daha saldırgandır. Ancak 1.evrede olduğu gibi prostat içerisinde bulunan tümör yayılım göstermemiştir.
3.evre: Tümör prostat dışına sıçramıştır. Ancak kemik ve lenf bezlerine yayılım göstermemiştir.
4.evre: Tümör mesaneye, rektuma, kemiklere ve lenf bezlerine sıçramışsa 4. evre olarak değerlendirilir.
Prostat kanserinde tedavi yöntemleri
Prostat kanserinin tedavisi; evresi ve yayılma durumuna, bununla birlikte hastanın genel sağlık durumu, yaşı vb. faktörlere bağlı olarak farklı şekillerde planlanmaktadır.
Erken evrede tespit edilen prostat kanserinin tedavisi için cerrahi tedavi uygulanabilmektedir. Bu tedaviye hormon terapisi ve radyoterapi eklenebilmektedir. Bununla birlikte bazı durumlarda ise tedaviye başlanmamakta ve hasta aktif olarak izlenmektedir. Klinik olarak önemsiz görülen ve çok yavaş ilerlediği tespit edilen vakalarda hastanın hastalıktan ziyade tedavide oluşabilecek risklerden korunması için aktif izlem daha uygun görülebilmektedir.
Cerrahi girişimlerde en yaygın ve kesin sonuç alınan prostatektomi uygulamasıdır. Prostatektomi uygulamasında kanserden etkilenen prostat dokusu çıkartılmaktadır. Radikal prostatektomi uygulamasında ise bez tamamen çıkartılmaktadır. Tüm bu cerrahi girişimler açık ya da kapalı ameliyat şeklinde gerçekleştirilebilmektedir. En uygun yönteme tüm faktörlerin değerlendirilmesi sonucu karar verilmektedir.